Free mp3 download

15 Ocak 2011 Cumartesi

Düşler.

Büyük düşler öldürüldüğünde, çok kan akar... Bazen bu sözle başlamak yazılara çok daha basitleştiriyor herşeyi. Zaman-tanrı zamanı kullanmamıza çok daha kolay izin veriyor galiba.
Korkuyorum hayallerin yok olmasından, Zaman-Tanrı`nın mekanlara koyduğu zorluk geliyor aklıma. Güzel Nisan güneşine soramıyorum istediklerimi. 1`i 0`a indiremediğimiz sürece hayallerin gerçeklerine nasıl inanacak insanlar?

7 Ocak 2011 Cuma

7.1.11

Ve tanrı Barrett`a müzik ruhunu verip dünyadaki görevini yapması için yeryüzüne yolladı. Çok retorik oldu bi din kitabının başlangıcı ama Barrett bu sözlere değer. Sonrasında Barrett ayrıldı ve Pink Floyd dünyayla barıştı bu tamamen ayrı bir olay. İlk cümleleri tapılası müzik tanrısına verdikten sonra gelelim asıl amaca - bir ara Barrett`a uzun uzun değinmek dileğiyle - küçük ama güzel kız.
Saçma bir şekilde ona bakıp kafamda Baudeleire dizleriyle birlikte canlanan Puşkin romantizmi. Sadece birisine bakmanın bu kadar huzur verdiği nadir anlar. The Stone Roses` ı bu yüzden yeniden çok çok dinlemeye başladım galiba. Acaba oturup dinlesek sever mi O`da. Belki biraz sevebilir, belki gerçekten hissedip o tatlı müziği gözlerindeki Nisan güneşini insanlığa az biraz da olsa hediye edebilir. Sanat acıyla yapılan bir şey galiba O`nu sevip sonra O`ndan ayrılmam gerekiyor bir şeyler yazabilmem için ya da sadece uykulu olmamda yeter. O zamanlar saçmalamayı iyi başarıyorum.